fbpx

Ana Sayfa - Ankilozan Spondilit Tedavisi

Ankilozan Spondilit Tedavisi

Ankilozan Spondilit Nedir? Belirtileri ve Tedavisi
Sizi Arayalım
ic Form

Ankilozan Spondilit, omurgada ve özellikle sakroiliak eklem bölgesinde iltihaplanmayla (spondilit) kendini gösteren kronik inflamatuar bir hastalıktır. Halk arasında “iltihaplı romatizma” olarak da bilinen bu tablo, zamanla omurga hareketliliğinde ciddi kısıtlılıklara yol açabilir. Omurga tutulumu, sakroiliak eklemin inflamasyonu ile başlar ve ilerleyen aşamalarda bel bölgesinden sırt ve boyun bölgelerine kadar yayılabilir. Hastalık kronik olup ömür boyu takip ve tedavi gerektirir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları hastalığın seyrinde büyük önem taşır.

Bu yazıda, Ankilozan Spondilit’in tanımı, nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri, tedavi seçenekleri ve yaşam tarzı önerileri hakkında detaylı bilgilere erişebilirsiniz.

Ankilozan Spondilit Nedir?

Ankilozan spondilit (AS), sakroiliak eklemler, omurga , kalça ve omuz gibi büyük eklemler başta olmak üzere olmak üzere belirli eklem bölgelerinde kronik (uzun süreli) iltihaplanmaya neden olan bir romatolojik hastalıktır. “Spondilit” kelimesi “omurga iltihabı” anlamına gelir; “ankilozan” terimi ise omurgada sertleşme ve katılaşmayı ifade eder.

  • Tipik Başlangıç Yaşı: Genellikle 20’li ve 30’lu yaşlarda ortaya çıkar.
  • Cinsiyet Farkı: Erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülür.
  • Sistemik Yapı: Sadece eklem ve omurga ile sınırlı kalmayabilir; göz (üveit), kalp (aort yetmezliği) ve hatta akciğerler gibi farklı organları da etkileyebilir.
  • Genetik Bağlantı: Çoğu vakada HLA-B27 adlı genetik belirteçle ilişkilendirilir, ancak bu belirtecin pozitif olması hastalığın mutlaka gelişeceği anlamına gelmez.

Ankilozan Spondilit Belirtileri

Ankilozan spondilit belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir, ancak en sık rastlanan belirtiler şunlardır:

  • Bel Ağrısı: Hastaların büyük bir çoğunluğu sırtın alt kısmında (bel bölgesinde) derin ve sürekli ağrı hisseder. Bu ağrı özellikle sabah saatlerinde ve uzun süreli dinlenme sonrasında belirgin hâle gelir, hareket ettikçe ağrı azalır.
  • Sabah Tutukluğu: Belirgin bir “sabah tutukluğu” söz konusudur. Hasta uyandıktan sonra bel ve sırt bölgesinde hareket kısıtlılığı ve ağrı yaşar. Bir süre hareket ettikten sonra bu tutukluk kısmen azalır.
  • Sırtta Hareket Kısıtlılığı: Omurga esnekliği giderek azalır. Zaman içinde öne eğilme, yana dönme veya dik durma gibi hareketlerde kısıtlılık gelişebilir.
  • Gögüs Kafesi Hareket Kısıtlılığı: Hastalık ilerledikçe kaburga eklemleri de etkilenebilir, bu da göğüs kafesinde esneklik kaybı ve nefes almada zorlanmaya yol açabilir.
  • Omurga Tutulumu ve Boyun Ağrısı: Hastalık sadece bel bölgesinde kalmaz, boyun ve sırt omurlarını da etkileyebilir. Boyun ağrısı ve boyun hareketlerinde kısıtlılık yaşanabilir.
  • Diğer Eklemlerde Ağrı: Diz, omuz ve kalça eklemleri de zaman zaman alevlenmelerle tutulabilir.
  • Yorgunluk ve Halsizlik: Kronik inflamasyonun yarattığı genel yorgunluk, günlük aktivitelerin sürdürülmesini güçleştirebilir.
  • Ekstra-Artiküler Belirtiler: Göz iltihabı (üveit), ağız yaraları, bağırsak problemleri (örneğin iltihaplı bağırsak hastalığı), kalp kapakçığı sorunları gibi semptomlar da ortaya çıkabilir.

Ankilozan spondilit belirtileri her hastada aynı şiddetle görülmeyebilir. Fakat bel ağrısı, sabah tutukluğu ve yavaş yavaş omurga eğriliği gibi tipik belirtilerin varlığı, uzman bir romatolog tarafından araştırılmalıdır.

Ankilozan Spondilit’te Omurga Tutulumu 

Omurga tutulumu, ankilozan spondilit hastalığının en karakteristik özelliğidir. Sürekli devam eden iltihaplanma, zamanla omurların birleşmesine ve omurga hareketliliğinin azalmasına yol açar. “Bambu kamışı” benzetmesi de buradan gelmektedir; çünkü röntgen görüntüsünde omurga, esnekliğini yitirmiş düz bir çubuk gibi görünür.

  • Sakroiliak Eklem: Hastalığın başladığı bölge genellikle sakroiliak eklemlerdir. Buradaki inflamasyon bel ağrısına ve sertliğe neden olur.
  • Torakal ve Servikal Omurga: İlerleyen dönemlerde sırt (torakal) omurları ve boyun (servikal) bölgesi de sürece dahil olabilir.

Omurga tutulumu ile birlikte göğüs kafesi eklemlerinin de etkilenmesi, hastaların derin nefes alma kapasitesini düşürür. Bu nedenle ankilozan spondilitli kişilerde solunum egzersizleri, göğüs kafesi esnekliğini korumak açısından büyük önem taşır. Burada devreye giren fizik tedavi ve düzenli egzersizler, omurganın hareket açıklığını korumaya ve ağrıyı hafifletmeye yardımcı olur.

Ankilozan Spondilit Teşhisi

Ankilozan Spondilit teşhisi konulurken hekimler çeşitli yöntemlerden yararlanır:

  • Hasta Öyküsü ve Klinik Muayene: Uzun süreli bel ağrısı, sabah tutukluğu ve omurga hareketlerinde kısıtlılık gibi tipik şikâyetler ilk ipuçlarını verir. Doktor, omurganın esnekliğini, hastanın göğüs kafesinin ne kadar açılıp kapandığını, hastanın duruşunu ve eklemlerindeki hassasiyeti inceleyerek detaylı bir değerlendirme yapar.
  • Kan Testleri:
      • HLA-B27 testi, AS tanısında yardımcıdır ancak tek başına kesin bir kanıt değildir.
      • Romatoid faktör (RF) çoğunlukla negatiftir.
      • Sedimantasyon ve CRP (C-reaktif protein) gibi inflamasyon belirteçleri yüksek bulunabilir.
  • Görüntüleme Yöntemleri:
      • Röntgen: Sakroiliak eklemlerdeki yapısal değişiklikleri ve ileri dönemlerde ortaya çıkan “bambu omurga” görünümünü belirlemek için başvurulan en etkili yöntemlerden biridir. 
      • Manyetik Rezonans (MR): Erken dönemde ortaya çıkan yumuşak doku ve kemik iliği ödemlerini yakalamada daha hassastır.
  • Diğer Testler: Göz iltihabı (üveit) varlığı, nefes testleri veya kalp muayenesi gibi ek incelemeler de yapılabilir.

Doğru ve erken teşhis, ankilozan spondilit tedavisi sürecinin verimini artırır. Özellikle sakroiliak eklemlerde henüz geri dönüşebilir iltihaplanma aşamasında müdahale etmek, hastalığın uzun vadeli hasarını büyük ölçüde sınırlar.

Ankilozan Spondilit Tedavisi

Erken teşhis ve doğru tedavi planlaması, hastalığın ilerleyerek omurga hareketliliğini yok etmesini önlemek açısından son derece kritik önem taşır. Omurga tutulumuna erken müdahale edilmediğinde, omurlar arasında “bambu kamışı” olarak adlandırılan sert bir kaynaşma ortaya çıkabilir. Bu da hastanın günlük aktivitelerini ciddi biçimde kısıtlayabilir. İşte bu noktada düzenli fizik tedavi uygulamaları, ilaç tedavisi ve hatta gerekirse cerrahi yöntemler devreye girer. 

Ankilozan spondilit tedavisi, hastanın yaşam kalitesini yükseltmek, ağrıyı kontrol altına almak, omurga ve eklem hareketliliğini korumak üzerine kuruludur. Tedavi sürecinde farklı yaklaşımların bir arada kullanılması, en iyi sonuçları doğurur. Burada öne çıkan yöntemleri şöyledir:

Fizik Tedavi

Fizik tedavi ve rehabilitasyon, Ankilozan Spondilit yönetiminde belki de en vazgeçilmez basamaklardan biridir. Kronik iltihabın omurgaya verdiği hasarı azaltmak ve hareketliliği korumak adına uygulanır. Ankilozan Spondilit’te fizik tedavi uygulamaları şöyledir:

  • Sıcak/Soğuk Uygulamalar: Kasların gevşemesine ve inflamasyonun kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir.
  • Elektroterapi: Kas spazmını çözmek ve ağrıyı hafifletmek için uygulanabilir.
  • Fizik Tedavi Egzersizleri: Ankilozan Spondilit egzersizleri, hastalığın en kritik tedavi bileşenlerinden biridir. Bu egzersizlerin amacı, omurganın ve eklemlerin esnekliğini korumak, kas gücünü geliştirmek ve duruş bozukluklarını en aza indirmektir.
  • Postür Eğitimi: Doğru duruş tekniklerini öğreterek, eklem ve kas yükünü azaltmak ve omurga sağlığını desteklemek.
  • Hidroterapi: Sıcak su içinde yapılan egzersizlerle kasların gevşemesini sağlamak ve hareketleri kolaylaştırmak.

Ankilozan Spondilit Egzersizleri

Ankilozan spondilit egzersizlerine örnek egzersizler şunlardır:

 

  • Omurga Esneme Egzersizleri: Dik duruş, sırt germe, boyun ve bel bölgesi esnetmeleri.
  • Nefes Egzersizleri: Göğüs kafesi açıklığını artırmayı hedefleyen derin nefes alma ve ciğer kapasitesini genişletme çalışmaları.
  • Core (Gövde) Güçlendirme: Karın ve bel çevresindeki kasların güçlendirilmesi, omurgayı destekler ve duruşu iyileştirir.
  • Duruş (Postür) Düzeltme Egzersizleri: Öne eğik sırtı düzeltmek, omuzları geriye almak ve başın duruşunu düzeltmek için planlanmış hareketler.

Egzersiz programı hastanın klinik durumuna, hastalık evresine ve ek rahatsızlıkların olup olmamasına göre bireyselleştirilmelidir. Yanlış veya aşırı zorlama içeren egzersizler sakatlanmaya neden olabilir. Bu nedenle mutlaka fizyoterapist veya doktorun önerdiği şekilde ve periyotta yapılmalıdır. Süreklilik ve doğru teknik uygulama, rehabilitasyon programının başarısında temel unsurlardır. 

İlaç Tedavisi

Ankilozan spondilit tedavisi için çeşitli ilaçlar kullanılır. Her bir ilaç türü, farklı yollarla hastalığın semptomlarını hafifletmeye yardımcı olur. 

  • Ağrı Kesiciler ve İltihap Önleyiciler (NSAİİ’ler): Bu ilaçlar, ağrı ve iltihabı hafifletmek için ilk adımdır. Özellikle sabahları hissedilen sertlik ve hareket kısıtlılığı üzerinde olumlu etkileri vardır.
  • Biyolojik İlaçlar: Vücudun aşırı tepkisini kontrol altına alarak eklem ve omurga zararını yavaşlatan yeni nesil ilaçlardır. Bu ilaçlar, genellikle diğer ilaçlardan fayda görmeyen veya daha aktif hastalığı olan kişilere verilir ve enjeksiyon şeklinde uygulanır.
  • Hastalığı Düzenleyici İlaçlar (DMARDs): Bazı durumlarda, özellikle eklem tutulumu şiddetli olan hastalara sulfasalazin ve metotreksat gibi ilaçlar verilebilir.
  • Kortikosteroidler: Bu güçlü iltihap önleyici ilaçlar, hastalığın şiddetli alevlendiği dönemlerde kısa süreli kullanılır.

Ankilozan Spondilit İğneleri

Geleneksel tedavilere yanıt vermeyen veya yüksek aktivite göstermeye devam eden Ankilozan Spondilit vakalarında bazı özel iğne tedavileri kullanılabilir. Eğer normal ilaçlar işe yaramazsa ya da hastalık çok aktifse, doktorlar biyolojik ajan dediğimiz bazı güçlü ilaçları doğrudan damardan ya da iğneyle verir. Bu iğnelere genelde “Ankilozan spondilit iğneleri” denir. TNF-alfa inhibitörleri ve IL-17 blokörleri gibi ilaçlar, hastalığın sebep olduğu iltihabı hedef alarak eklem ve omurganın daha fazla zarar görmesini yavaşlatır. Ancak bu güçlü ilaçlar bazen bağışıklık sistemini zayıflatabilir, bu yüzden bu tedavi altındaki hastaların düzenli doktor kontrolünde olması çok önemlidir.

Ankilozan Spondilit Ameliyatı

Ankilozan spondilit ameliyatı, her hasta için gerekli olmayan, ancak bazı özel durumlarda gündeme gelebilen bir seçenektir. Aşağıdaki hallerde cerrahi müdahale düşünülebilir:

  • İleri Düzey Kalça Tutulumu: Kalça protezi, hareketliliğin sürdürülmesinde yardımcı olabilir.
  • Omurga Deformiteleri: Aşırı kamburluk (kifoz) veya yan deviasyon geliştiyse omurga düzeltici operasyonlar planlanabilir.
  • Ciddi Sinir Basısı: Omurilik ve sinir köklerine bası varsa, sinir kanallarını rahatlatmak amacıyla cerrahi müdahale yapılabilir.

Ameliyat kararı alınırken hastanın genel sağlık durumu, omurga ve eklem deformasyonunun derecesi, ağrı şiddeti ve fizik tedaviye yanıtı göz önünde bulundurulur. Cerrahi sonrasında da uzun süreli fizik tedavi ve rehabilitasyon şarttır.

Beslenme ve Yaşam Tarzı

Ankilozan spondilit gibi kronik inflamatuar hastalıklarda beslenme ve yaşam tarzı düzenlemeleri de önemlidir:

  • Akdeniz Diyeti: Sebze, meyve, balık ve zeytinyağı ağırlıklı beslenme modeli, inflamasyonu azaltıcı etkiye sahiptir.
  • Protein Alımı: Aşırı protein alımı ürik asidi artırarak eklemlerde ek problemlere yol açabilir. Dengeli protein tüketimi önemlidir.
  • D Vitamini ve Kalsiyum: Omurga ve eklem sağlığı için yeterli D vitamini ve kalsiyum alımı gereklidir. Gerekirse takviye alınabilir.
  • Egzersiz ve Hareket: Günde en az 20-30 dakika yürüyüş, yüzme veya hafif tempolu sporlarla omurga mobilitesini korumak mümkündür.
  • Sigara ve Alkol: Sigara, ankilozan spondilit semptomlarını daha şiddetli hâle getirebilir. Alkol tüketiminin de iltihap sürecine olumsuz etkisi olabilir.
  • Stres Yönetimi: Kronik hastalıklarda stres, ağrı eşiğini düşürür ve alevlenmeleri tetikleyebilir. Meditasyon, yoga veya psikolojik destek, tedaviye yardımcı ek faktörlerdir.

Yaşam Kalitesi ve Psikososyal Destek

Ankilozan Spondilit, uzun süreli ve çoğu zaman ağrılı alevlenmelerle karakterize bir hastalık olduğundan, hastaların yaşam kalitesi olumsuz etkilenebilir. Kronik ağrıyla yaşamak, hem fiziksel hem de zihinsel yönden zorlayıcıdır. Depresyon, kaygı bozukluğu ve sosyal izolasyon riski artabilir. Bu nedenle multidisipliner bir yaklaşımla, hastaların yalnızca fiziksel semptomları değil, aynı zamanda psikolojik durumları da ele alınmalıdır.

  • Psikoterapi ve Danışmanlık: Ağrıyla baş etme, hastalıkla ilgili duygu durum yönetimi gibi konularda destek sağlanır.
  • Grup Terapileri ve Hasta Dernekleri: Benzer deneyimleri paylaşmak, motivasyonu artırabilir ve hastaların kendilerini yalnız hissetmesini engeller.
  • Aile Eğitimi: Hastaların aile bireylerinin de bu süreçte bilgilendirilmesi, günlük hayatta destek olmalarını kolaylaştırır.

Düzenli egzersiz ve doğru tedavi yaklaşımları ile birçok hasta, iş ve sosyal yaşamını sürdürebilecek seviyede kontrol sağlayabilir.

Ankilozan Spondilit Tedavisi Ne Kadar Sürer?

“Ankilozan Spondilit tedavisi ne kadar sürer?” sorusunun net bir yanıtı yoktur; zira bu hastalık yaşam boyu takip gerektiren, kronik bir tablodur. Alevlenmeler ve remisyon dönemleri olabilir, dolayısıyla tedavi yaklaşımı hastanın seyrine göre güncellenir. İlaç kullanımı, egzersizler ve fizik tedavi uygulamaları genellikle uzun vadeli planlanır. Hastalar, düzenli doktor kontrolü ve gerektiğinde tedavi modifikasyonları ile hayatlarını en iyi şekilde sürdürebilirler.

Düzenli fizik tedaviye ek olarak sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, AS yönetiminde başarılı sonuçlar alınmasını sağlar.

Ankilozan Spondilit Neden Önemlidir?

Ankilozan spondilit, çeşitli nedenlerle toplum sağlığı açısından önem taşır:

  • Genç Yaşta Başlama: Çoğu romatizmal hastalığın aksine AS genellikle genç yaşlarda başlar ve ilerleyen yıllarda yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir.
  • Kronik Seyir: Hastalık dalgalanmalarla seyredebilir. Alevlenme (flare) dönemlerinde şiddetli ağrılar ve hareket kısıtlılığı ortaya çıkar. Remisyon dönemlerinde ise belirti şiddeti azalır.
  • Omurga Tutulumu: Omurga ve sakroiliak eklemlerde ortaya çıkan kronik inflamasyon, zamanla kireçlenmeyle (kalsifikasyon) sonuçlanabilir. Bu da hastanın hareket kapasitesini belirgin şekilde düşürür.
  • Sistemik Etkiler: AS sadece kemik ve eklem yapısını değil, aynı zamanda göz (üveit), kalp (aort yetmezliği), akciğer gibi organları da etkileyebilir.
  • Yaşam Kalitesi: İleri vakalarda yürüme, eğilme, dönme gibi temel hareketler zorlaşır. Bu durum hastanın iş, sosyal ve aile hayatında ciddi sorunlara neden olabilir.

Erken teşhis ve etkili tedavi yaklaşımlarıyla (örneğin, doğru egzersizler, düzenli fizik tedavi ve rehabilitasyon seansları) bu süreci olabildiğince yavaşlatmak ve hatta semptomları kontrol altına almak mümkündür.

Ankilozan Spondilit’e Genel Bakış

Ankilozan Spondilit, erken yaşta başlayarak omurgada ve eklemlerde ilerleyici hasara yol açabilen, kronik inflamatuar bir hastalıktır. Omurga tutulumu, sakroiliak eklemlerden başlayarak zamanla sırt ve boyun bölgelerini de etkileyebilir. Özellikle sabah tutukluğu, bel ve sırt ağrısı, omurga hareketinde kısıtlılık ve kimi zaman göğüs kafesi esnekliğinin azalması, ankilozan spondilit belirtileri arasında yer alır. Hastalığın tanısında fizik muayene, kan testleri (HLA-B27, romatoid faktör) ve görüntüleme yöntemleri (röntgen, MR) kullanılır.

Ankilozan Spondilit tedavisi, ilaç (NSAİİ’ler, biyolojik ajanlar, DMARDs), fizik tedavi uygulamaları ve hastaya özel egzersizler ile bütüncül olarak yürütülür. Gerektiğinde ankilozan spondilit iğneleri (biyolojik ajanlar) devreye alınabilir ve nadir durumlarda ankilozan spondilit ameliyatı düşünülebilir. Hastalık ilerledikçe omurgada katılaşma (ankiloz) ortaya çıksa da erken teşhis ve tedavi, bu süreci yavaşlatır ve yaşam kalitesini korur.

Günümüzde ankilozan spondilit tedavisinde yeni gelişmeler, özellikle bağışıklık sistemini hedef alan biyolojik ve küçük moleküllü ilaçlarla gündeme gelmektedir. Bununla birlikte hastalığın tamamen ortadan kaldırılması şu an için mümkün olmasa da, uzun süreli remisyon elde etmek ve belirtileri hafifletmek amacıyla kombine tedavi yaklaşımları uygulanır.

Unutmayın ki AS her hastada aynı şekilde seyretmez; tedavi süreci ve sonuçları kişiden kişiye değişir. “Ankilozan spondilit tedavisi ne kadar sürer?” sorusuna verilebilecek genel yanıt, hastalığın yaşam boyu takip edilmesi gerektiğidir. Düzenli doktor kontrolleri, belirtilerin izlenmesi, ilaç tedavisi ve egzersizlerin aksatılmaması, başarılı bir yönetim için hayati önem taşır.

Eğer uzun süreli bel veya sırt ağrısı, sabah tutukluğu ve omurga esnekliğinde azalma şikâyetleriniz varsa, mutlaka bir romatologa başvurarak detaylı inceleme yaptırmalısınız. Erken teşhis, hastalığın neden olabileceği kalıcı hasarların önüne geçmekte kilit rol oynar. Uygun tedavi yaklaşımları ve yaşam tarzı düzenlemeleriyle, ankilozan spondilitli bireyler aktif ve kaliteli bir yaşam sürebilirler.

Sıkça Sorulan Sorular

1) Ankilozan spondilit nedir ve neden olur?
Ankilozan spondilit, omurga ve sakroiliak eklemleri etkileyen, kronik iltihapla seyreden bir romatizma çeşididir. Genetik yatkınlık (HLA-B27) ve çevresel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir.

2) Ankilozan spondilit belirtileri nelerdir?
En yaygın belirtileri bel ağrısı, sabah tutukluğu, omurga esnekliğinde azalma ve uzun dönemde omurga hareket kısıtlılığıdır. Ayrıca göz iltihabı (üveit), yorgunluk ve eklem ağrıları da görülebilir.

3) Romatoid faktör ankilozan spondilit tanısında neden negatif çıkar?
Romatoid faktör, genellikle romatoid artrit gibi bazı eklem hastalıklarında pozitif çıkan bir testtir. Ancak ankilozan spondilitte bu test çoğu zaman negatif çıkar. Bu durum, ankilozan spondilitin romatoid artrit gibi diğer eklem rahatsızlıklarından farkını belirlemek için kullanılır. Yani, ankilozan spondilitin bu testte negatif çıkması, doktorların hastalığı diğerlerinden ayırt etmesine yardımcı olur.

4) Ankilozan spondilit egzersizleri gerçekten işe yarar mı?
Evet. Düzenli ve doğru şekilde yapılan egzersizler, omurga mobilitesini korumak ve ağrı ile tutukluğu azaltmak açısından hayati öneme sahiptir. Bu egzersizler mutlaka fizyoterapist rehberliğinde planlanmalıdır.

5) Ankilozan spondilit iğneleri ne işe yarar?
İğne veya infüzyon formundaki biyolojik ajanlar, iltihap sürecinin baskılanmasında etkilidir. Tedaviye dirençli veya yüksek hastalık aktivitesine sahip hastalarda kullanılabilir.

6) Ankilozan spondilit ameliyatı ne zaman gerekir?
Cerrahi, omurga deformitelerinin ileri düzeyde olduğu veya kalça eklemi harabiyetinin yaşam kalitesini ciddi oranda düşürdüğü durumlarda gündeme gelir. Her vaka için zorunlu değildir.

7) Ankilozan spondilit tedavisinde yeni gelişmeler var mı?
Biyolojik ajanlar ve hedefe yönelik tedaviler, günümüzde AS tedavisindeki en önemli gelişmelerdir. Yeni nesil ilaçlar ve gen tedavisi yaklaşımları üzerine araştırmalar devam etmektedir.

8) Ankilozan spondilit tedavisi ne kadar sürer?
Bu hastalık kronik olup ömür boyu takip ve tedavi gerektirir. Tedavinin süresi hastanın durumuna, tedaviye uyumuna ve hastalığın aktivite seviyesine göre değişir.

Sizi Arayalım
ic Form

İçindekiler